#newnavbar ul li{font-size:100%; list-style-type: none; display:inline; padding:0px; margin:10px; border:0px solid; } #newnavbar li a{ color:#333366; } #newnavbar li a:visited { color: #c00000; } #newnavbar li a:hover { color: #c00000; }

Günün Sözü

23 Mayıs 2015 Cumartesi

"YENİ MEZUN" PSİKOLOJİSİ 2




Sakinsiniz...
Sakinsiniz...
Sakinsiniz...


Sakin falan değilsiniz...Bu sizin ilk iş görüşmeniz!

   
Bunca zaman bekledikten sonra, ne giysem, saçımı nasıl yapsam, ne konuşsam, ne sussam vb. binlerce soruyla boğuşup zihninizde milyonlarca kez yaşadığınız görüşme anı nihayet geldi...Şuradaki kadın az sonra "Buyurun!" deyip sizi içeri alacak.

Ya sonra?




İKİ SAAT SONRA...EVE DÖNERKEN...


Şu otobüs bu kadar kalabalık olmasa, cama dayadığınız kafanızı, mülakatçıya verdiğiniz her saçma sapan cevap için bir kez cama veya hiç olmadı ön koltuğa vuracak durumdasınız.

Mülakatçı: Yerimizi kolay buldunuz mu?
Siz: Pek de kolay olmadı. Evim zaten durağa çok uzak, oraya varabilmek için uzunca bir süre minibüs bekledim. Durağa geldiğimde de binmem gereken otobüs oradan yeni kalkmış, kaçırdım. Bir sonraki de gelmeyince mecburen başka bir otobüse bindim. O da bir arka caddeden geçiyormuş...Trafik de berbattı. Bir de yağmur bastırınca...
( Dakika 1, Gol 1 ! 10 dakika boyunca şikayet ettiğiniz için, mülakatçının gözünde en ufak sorunda çözüm üretmek yerine, şartları suçlayan sefil bir insan gibi görünmeyi başardınız.)



BİR SORAN BİR BİLEN TAVSİYESİ:

 

Bu soruya vereceğiniz "evet" ya da "hayır" gibi kısa kestirme bir cevap, sizin detaycı biri olmadığınızı düşündürür. 

Firmaya varana kadar 2 otobüs, 4 minibüs, 3 metro değiştirmiş de olsanız, yağmurdan paçalarınız sırılsıklam da olsa, firma o sokağa sanki hiç bulunmasın diye özenle konumlanmış gibi de olsa;
“Teşekkür ederim, gayet kolay buldum. Zaten adresi araştırmıştım, siz de tarif etmiştiniz.” gibi bir cevap verin. 
Bu soru sizin görüşmeyle ilgili gösterdiğiniz özeni görmek için sorulur ve bu tip bir cevap, sizin özenli ve araştırmacı biri olduğunuz izlenimini uyandırır ve yeterlidir.


Mülakatçı: Kendinizden biraz bahseder misiniz?
Siz: 22 yaşındayım...İzmir'de doğdum. Ailemle yaşıyorum. Bir ablam var. O evli, İstanbul'da yaşıyor. (E eee?) Yeni mezun oldum, iş arıyorum. (Sahi mi?) Haftasonları genelde arkadaşlarımla bir şeyler içmeye gidiyorum. Bazen de sinemaya...Onun dışında boş zamanlarımda...
( Gerçekten ablanızın evli ve İstanbul'da yaşıyor oluşu mülakatçı için önemli bir detaydı. Her ne kadar İki aylık yeğeninizin geceleri yaşadığı uyku probleminden bahsetmemiş olmanız ciddi bir eksiklik olsa da, Allah'tan bu açığı daha sonraki cevaplarınızla kapattınız! )

  

BİR SORAN BİR BİLEN TAVSİYESİ:

 

Görüşme yaptığınız kişi, "Kendinizden biraz bahsedin lütfen" derken, emin olun sizin aile bireylerinizin medeni durumlarını ya da haftasonları ne yaptığınızı merak etmiyor.
Sadece sizi kişisel olarak mesleki bağlamda tanımak istiyor.

Genelde görüşmenin en başında ortamı biraz yumuşatıp adayı rahatlatmak için ya da tecrübesiz bir mülakatçının kendisini rahatlatabilmesi için sorulan bu soru, artık pek fazla kullanılmasa da, yine de hazırlıksız bir adayı zor durumda bırakabilir. 


Bu soruya verilebilecek en akıllıca yanıt, daha önceden kendiniz ile ilgili bir kaç ufak detayı (Doğum yeri, tarihi, okuduğunuz okul vb halihazırda özgeçmişinizde zaten yazan bilgiler dışında) belirleyip, daha sonra o bilgileri eğitim hayatınıza ve gerçekçi kariyer hedeflerinize bağlayarak, konuyu o firmada çalışma isteğinize getirip toparlamak olacaktır. 


Mülakatçı: Firmamızla ilgili bilgi sahibi misiniz?
Siz: Evet, daha önce ürünlerinizden bazılarını satın alıp kullanmıştım. Diğer markalar kadar pahalı olmaması büyük avantaj. Gayet ucuz ve hesaplı...Hala ara sıra kullanmaya devam ediyorum.
( Siz şimdi iyi bir şey mi söylediğinizi sandınız? Kurumsal bir firma ile ilgili organizasyon yapısından, tarihçesine, ürünlerinin kalitesinden, yaygın dağıtım ve satış ağına kadar onlarca şeyden bahsedilebilecekken, siz ürün ucuzluğu ve kullanım istatistiklerinizi mi vermeyi tercih ettiniz? İyi ettiniz...)


BİR SORAN BİR BİLEN TAVSİYESİ:

 

Görüşmeye gitmeden önce, firma ile ilgili detaylı bir ön hazırlık yapmak büyük önem taşır. Tarihçesi, organizasyon yapısı, rakipleri arasındaki konumu, sunduğu ürün ya da hizmetlerin özellikleri, hedef kitlesi vb kilit bilgilere sahip olur ve bu soru sorulduğu anda o bilgileri kullanabilirseniz, mülakatçının gözünde hem firmayı, hem de bu görüşmeyi ne kadar ciddiye aldığınız izlenimi oluşması garantidir.




Mülakatçı: 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Siz: Aslında 5 dakika sonrasından bile emin değilim ki ben! (Bunu içinizden dediniz değil mi????) Zaten piyasa çok kötü, memleketin hali ne olacak belli değil. Ama tabii ki kariyer basamaklarını hızla tırmanıp "Genel Müdür" olmak istiyorum.
( 5 yıl sonra mı? Genel Müdür mü? "Türkiye bu, belli olmaz!" mı? Yeni mezun sıfatının sırtınıza yüklediği halihazırdaki bütün dezavantajların üzerine bir de ne kadar vizyonsuz olduğunuzu da mülakatçıya gururla gösterdiğinize göre, artık işi almanız için hiç bir sebep yok!) 


BİR SORAN BİR BİLEN TAVSİYESİ:

 

 
Bu soru da artık iş görüşmelerindeki klişeler arasına konumlanıp İ.K uzmanları arasındaki popülerliğini yitirmesine rağmen, yine de karşılaşılabilirliğini koruduğu için, adayı renkten renge sokabilir.
Bu aşamada amaç adayın kariyer hedefleri konusunda ne kadar ciddi ve gerçekçi olduğunu tespit etmektir. 



Başvurduğunuz pozisyonu ve firmayı da içeren cevabınızı kısa tutup gerçekten de 5 yıl içinde gerçekleştirilebilecek bir hedef sunarsanız, bu soruyu da başarıyla atlatmış olursunuz.


Mülakatçı: Neden bu pozisyona başvurdunuz?
Siz: Açıkçası yeni mezun olduğum için hem alanım dar hem de şansım az. Bu pozisyon da fazla nitelik gerektirmediği için başvurmayı uygun buldum!
( Siz az önce gerçekten de "Fazla nitelik sahibi bir aday olmadığınızı" mı söylediniz, biz mi yanlış anladık? Verdiğiniz şu buram buram zeka kokan cevaptan sonra mülakatçı teşekkür ederek elinizi sıkıp size yol vermediyse, emin olun bu onun zerafetindendir...)

BİR SORAN BİR BİLEN TAVSİYESİ:

 

Bu soru genelde, söz konusu pozisyonla kendinizi hangi noktalarda örtüştürdüğünüzü ve aranızdaki uyum hakkında düzgün bir muhakeme yapıp yapamadığınızı ölçmek amacıyla sorulur.

Yani yeni mezun haliniz ve sıfır tecrübe ile, "Satış Pazarlama Uzman Yardımcısı" gibi bir pozisyona başvuru yapmak gafletinde bulunmadıysanız şanslısınız. 

Yapmanız gereken tek şey, başvurduğunuz ilandaki "Aranılan Nitelikler" bölümünü, iş görüşmesine gitmeden önce dikkatlice inceleyerek, her bir niteliği kendinize ait bir özellik ile bağdaştırmak. Hepsi bu...



Mülakatçı: Bu pozisyon olmazsa, diğer bir açık pozisyonumuzu düşünür müsünüz?
Siz:Düşünebilirim tabii, neden olmasın? Diğer açık pozisyon derken?
( Şu cevabı vererek, "O kadar zordayım ki, artık ne iş olsa yaparım! İş olsun da..." demiş oldunuz, geçmiş olsun! Şu aşamadan sonra işe alınmamanızı garantileyecek tek bir adım kaldı...)

BİR SORAN BİR BİLEN TAVSİYESİ:

 


Mülakatçının yönelttiği ve tamamen sizin başvurunuzdaki kararlılığınızı ve ısrarınızı ölçmeye dayalı bu soruya da önceden hazırlıklı olmanızda fayda var.

"Açıkçası hedefim ve önceliğim başvurduğum pozisyon. Ama firmanızdaki diğer bir pozisyon için daha uygun bir aday olduğumu düşünüyorsanız, elbette ki karşılıklı bir değerlendirme yapabiliriz"

Bu cevap, hem sizin ne istediğinin farkında ve bu hedefinde ısrarcı bir aday olduğunuzu hem de yeni fırsatlara açık kapı bırakabilecek bir yapıda olduğunuzu dengeli bir şekilde ifade eden en uygun yanıtlardan biri olabilir.  


Mülakatçı: Sizin sorunuz var mı?
Siz: Cumartesi günleri çalışılıyor mu?
( Az önce, işe alınmamanızı garantileyecek tek bir adım kaldı demiştik ya, hah işte o, bu adımdı! Tebrik eder, başarılarınızın devamını dileriz. )

BİR SORAN BİR BİLEN TAVSİYESİ:

 

Mülakatın sonuna geldiğinizin sinyali olan bu soru, aslında kötü giden bir görüşmeyi lehinize çevirebilmek için son şansınız ya da zaten iyi geçmiş bir görüşmede de ikinci mülakatı ya da direk iş teklifini garantilemek için şahane bir fırsattır. 




 Tabii, "Hayır, herhangi bir sorum yok!" deyip, treni kaçırmadığınız ya da

"Cumartesi günleri çalışılıyor mu?
"Mesai kaçta bitiyor?"
"Servis var mı?"
"Öğle yemekleri için harcama kartı veriliyor mu?" vb sorularla bu şansınızı mahvetmediğiniz sürece...

Başvurduğunuz pozisyon ve firma ile gerçekten de ilgilendiğinizi ve yeni mezun olmanıza rağmen profesyonel iş hayatına adım atmaya hazır bir olgunluğa, ciddiyete ve sorumluluğa sahip olduğunuzu gösterebilmek için sorabileceğiniz sorular;


  • Bu mülakat kaç aşamalı olarak gerçekleşecek?
  • İstihdam kararının verilmesi sizce ne kadar bir süre içinde olur?
  • Kaç çalışanınız var?
  • Hangi bölgelerde faaliyet gösteriyorsunuz?
  • Pozisyonun en önemli beklentilerini sıralar mısınız?
  • İşyerinizi gezmemde sakınca var mı?


İlk iş görüşmenizin üzerine bir bardak soğuk su içebilirsiniz...
Ama derin bir nefes alın ve şunu unutmayın;
Eğer sağdan soldan veya yukarılardan (!) destekli ya da çok şanslı o azınlığın içinde değilseniz, bu yollardan geçmeniz, bu umutsuzlukları yaşamanız ve bu acemilikleri yapmanız çok normal...

Tüm bunları yaklaşık 8 yıl önce yaşamış bir İ.K Müdürü olarak, sizi temin ederim ki, hata yaptıkça öğrenecek, kendinizi geliştirecek ve eninde sonunda amacınıza ulaşacaksınız...
Hiç şüpheniz olmasın!

Ne yapmanız ve ne yapmamanız gerektiği ile ilgili az çok fikir sahibi olduysanız,
artık bundan sonrası ile ilgili bir plan oluşturmanın vakti gelmiş demektir...

Devamı "Yeni Mezun" Psikolojisi 3 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz ne dersiniz?