#newnavbar ul li{font-size:100%; list-style-type: none; display:inline; padding:0px; margin:10px; border:0px solid; } #newnavbar li a{ color:#333366; } #newnavbar li a:visited { color: #c00000; } #newnavbar li a:hover { color: #c00000; }

Günün Sözü

26 Mayıs 2015 Salı

"YENİ MEZUN" PSİKOLOJİSİ 3



İlk iş görüşmeniz fiyaskoydu...
İkincisi de çok kötü geçebilir.
Belki üçüncüsü de...
Ondan sonraki kötü geçer, bir sonraki belki fena olmaz...
Ondan sonraki "iyi gibiydi!" dedirtir ve sonra bir gün...


Ve sonra bir gün o mükemmel iş görüşmesi gerçek olur ve muhtemelen de o görüşmeyi yaptığınız yer, iş hayatına "merhaba" diyeceğiniz yer olacaktır.
Bundan yaklaşık 8 sene önce, aynı yollardan ağlaya sızlaya, umutsuzluk içinde ve hatta sürüne sürüne geçmiş biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

İnanması zor geliyor biliyorum. Her gün öğlene doğru yatağınızda gözünüzü açtığınızda, muhtemelen ilk aklınıza gelen, erken kalkmak için hiç bir sebebinizin olmayışı...
Aynı dönem mezun olduğunuz arkadaşlarınızın çoğu işe girdi; diğerleri de "Bari bu aradan çıksın!" diye askere gittiler ve siz, işsiz ve meşgalesiz "Son Mohikan" gibi ortada kaldınız.
Dolabınızı açıp açıp, çalışmaya başlayacak olmanın heyecanıyla aylar önce satın aldığınız o takım elbiselere, şık gömleklere, eteklere, kravatlara ve bluzlara bakıp duruyorsunuz.
Televizyonda, sabah trafiğinde işe yetişmeye çalışan insanların çilesi haberleri yeteri kadar sinir bozucuyken, bir de hala babanızdan harçlık istiyor olmak fazlasıyla ağrınıza gidiyor.
Günden güne umutsuzluğunuz artıyor, yüzünüz daha da asılıyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsunuz.
Bu halinizi gören aileniz de, her ne kadar size moral vermeye çalışsalar da, haliyle etkileniyorlar ve size duyurmadan "Hilmi Bey'in bilmem nerede tanıdıkları vardı, onunla bir konuşsak mı?" şeklinde çözüm arayışlarına girdiler bile.
Şimdi bir de, torpil olmadan ya da birilerini araya sokmadan, hiç bir işe yaramayan ve işe girmeyi bile beceremeyen biri gibi hissediyorsunuz.

Emin olun, hepsi geçecek. Peki nasıl?
"Yeni Mezun" Psikolojisi 2 başlıklı yazımın sonunda, bir plana ihtiyacınız olduğunu söylemiştim. 

Yeni Mezun

Gerçekten de, biraz silkelenmeye ve iyi bir plana ihtiyacınız var. 
Öncelikle, ruh halinizi düzeltelim.

1- SAKİNLEŞİN

Panik, hata yaptırır. Her yerde, her durumda ve her koşulda bu böyledir. İş ararken, araba kullanırken, mülakat sırasında, bir futbol maçında, acil bir durumda, nerede olursa olsun, paniğe kapılan KAYBEDER! Bunu aklınızdan çıkarmayın.


Sakin kalın ve mümkünse "Bu çocuk böyle işsiz mi kalacak?" endişesiyle kıvranan ailenizi de sakinleştirin. Önce siz, bu sürecin geçici olduğuna ve herşeyin yoluna gireceğine inanın ve bunu gösterin, aileniz de zaten rahatlayacaktır.

2- KİMİN NE DEDİĞİNE ASLA KULAK ASMAYIN

İş bulmak kolay değil, evet. Ülkemizde, üniversite mezunları da dahil olmak üzere, işsiz nüfus her geçen gün artmakta ve aslında gerçek rakamlar bize açıklanandan çok daha vahim noktada, zira bu rakamların içine, iş bulmaktan çoktan umudunu kesip vazgeçenler dahil değil. 

Televizyonda, gazetelerde, internette hatta belki yakın çevrenizde bile, yıllardır atama bekleyenlere, endüstri mühendisi taksi şoförlerine ya da iş bulamadığı için yaşamına son verenlere rastlamışsınızdır mutlaka. 

Maalesef ki, tüm bunların bilincinde olmanıza rağmen, size bu vahameti ısrarla hatırlatmak isteyen dahili ve harici tanıdıklarınız olacaktır.
Sadece gülümseyin, cevap vermeyin ve eğer mümkünse o ortamdan derhal uzaklaşın.

İyi niyetli de olsalar, gerçekten sizin için üzülüyor ve endişeleniyor da olsalar, şu noktada bu serzenişlerin size can sıkmaktan ve umutsuzluğunuzu körüklemekten başka hiç bir faydası yok. 

KULAK ASMAYIN!

 

3- ERKEN KALKMAYA BAŞLAYIN

Erken Kalkın

Kulağa garip mi geliyor? Biliyorum.
Ama inanın, işe yarıyor.
Elbette ki size sabahın 6'sında yataktan fırlayın ve amaçsız amaçsız evin içinde dolanın demiyorum. 





Şu an öğlene kadar uyumak tatlı geliyor farkındayım. Zaten yapacak daha iyi bir şeyiniz de yok, uyumadan zaman geçmiyormuş gibi geliyor, haklısınız.

Ama uyanma saatlerinizi yavaş yavaş geri çekmeye başlasanız iyi edersiniz. İlk gün bir saat, sonra iki, sonra belki üç...Yataktan kalkın, hafif bir kahvaltı yapın, üzerinize bir şeyler giyip kısa bir yürüyüşe çıkın mesela...Aylar önce iş için aldığınız kıyafetlerinizi de giyebilirsiniz, ne sakıncası var ki?
Evin alışverişini yapın. Gidin bir yerde bir fincan kahve için. Ya da canınız ne yapmak istiyorsa onu yapın.

Erken kalktığınız için, otomatik olarak gece yatış saatleriniz de normalleşecek ve inanın bu size çok iyi gelecek. 

İnsanların büyük çoğunluğunun uyanıp güne başladığı saatlerde uyuyor olmak ve yine insanların büyük çoğunluğunun çoktan uykuya daldığı saatlerde hala ayakta olmak, bir süre sonra işiniz gücünüz olmadığını ve onlardan farklı olduğunuzu (yani işsiz olduğunuzu) her dakika size hissettirmeye başlar. 

Kendinize bunu yapmayın. Bir an önce normal bir düzene geçip buna alışmaya başlasanız iyi olur, ne de olsa kısa bir süre sonra çalışmaya başlayacaksınız değil mi? 


4- KENDİNİZİ SALMAYIN

İşiniz gücünüz yok, sabahtan akşama kadar evde bilgisayar başında ya da televizyon karşısında pijamalarınızla oturuyorsunuz, kim görecek ki sizi değil mi? Zaten siz bile artık kendinizi görmeye tahammül edemiyorsunuz.
Yapmayın! Siz her an işe başlama ihtimali olan, özgüveni tam, her daim kendine özen gösteren genç bir erkek ya da bayansınız...
Ya az sonra telefonunuz çalar da, haftalardır beklediğiniz şirket sizi görüşmeye çağırırsa?
Her an her koşula hazırlıklı olun. 
Hem kendinizi daha iyi hissedersiniz hem de beklenmedik bir sürprizde iki ayağınız bir pabuca girmez.
KENDİNİZİ SALMAYIN!

5- DIŞ DÜNYADAN KOPMAYIN; BOL BOL OKUYUN

Ülkenizde, dünyada, şehrinizde, etrafınızda neler oluyor takip edin.                                                                          Televizyon yalnızca dizilerden, yarışma programlarından ya da filmlerden ibaret değil, unutmayın. Haberleri, belgeselleri ve tartışma programlarını da izleyin.                    İnternet kullanımınız, youtube, facebook ya da twitter'dan ibaret olmasın.                                                                                  Bol bol okuyun, farklı konularda, farklı alanlarda da kendinizi geliştirin.                   


İş görüşmelerinin başında ortamı yumuşatmak için yapılan kısa sohbetlerde ya da görüşme esnasında bir şekilde, mülakatçı ile konuşmanızın hangi noktaya geleceğini bilemezsiniz. Konu gündemde olan çok önemli bir gelişmeden açılır da, size fikriniz sorulursa, "Haberim yok!" dediğiniz an kaybedersiniz.
Kendinizi bu duruma sokmayın.
Sadece gündem ile ilgili değil elbette...İş dünyasına özel dergiler ya da kişisel gelişim kitapları ile, iş hayatı, profesyonellik, çalışmak istediğiniz sektör ya da mesleğiniz ile ilgili son gelişmeleri ve yenilikleri de takip edin. 
Sadece çalışma hayatınızda değil, özel hayatınızda da, bu özelliğiniz hem özgüveninizi arttırır, hem de bir çok konuda donanımlı bir insan olarak her ortamda fark edilme ve tercih edilme şansınız artar.


Adım Adım Başarı


Ruh halimizi düzeltmeyi başardığımıza göre, şimdi biraz da iş bulma şansımızı arttırmak ve mülakatlarda daha başarılı olabilmek için neler yapabiliriz onlara bakalım...

Devamı için; İş Bulmak ya da Bulamamak 1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz ne dersiniz?